Wednesday, February 20, 2013

İyi Bir Blog Dersleri: Sidebarların Etkin Kullanımı

İyi Bir Blog Dersleri: Sidebarların Etkin Kullanımı

Blogların en belirgin özelliği, aşağı doğru uzayıp gitmeleri ve yanlarda yer alan daha dar olan sütunlardan oluşmaları. Bir blogu web sitesinden ayıran başlıca görsel fark budur. Bloglarda anasayfada görünen yazı sayısı sizin ayarlamanıza bağlı olarak değişir ancak anasayfada da olsa tekil yazı görüntülendiğinde de sidebarlar daima oradadır. Dolayısıyla özellikle arama motorlarından belli bir yazıya gelen ziyaretçiler, anasayfanızı görmeden blogunuzun içine dalmış olurlar. Bu açıdan baktığınızda sidebarlar çok önemli bir yere sahipler çünkü her zaman görünüyorlar.

Bu yüzden sidebarların görünüm ve yerleşimleri en az blogun diğer bölümleri kadar, belki de daha fazla dikkat istiyor. Eğer bir süredir yazan bir blogger iseniz blogunuz artık yüzde yüz sizin malınız değildir. Blogunuzu düzenlerken sizi takip eden kişileri de düşünmeniz gerekir. Benim keyfim benim zevkim diyerek dayayıp döşeyebilirsiniz, buna birşey diyemem ama en azından gadgetleri ziyaretçi dostu düzenleyebilirsiniz.

Benim bir sidebar için olmazsa olmaz gadgetlerim şöyle: Sosyal ikonlara linkler, hakkımda, mail adresi, arşiv, izleyiciler gadgeti (wp de yok yerine facebook fanları gelebilir), etiketler (ve kategoriler). Bunlar bir blogun olmazsa olmazlarıdır. Popüler yazılar da faydalıdır ama diğerleri keyfe kalmış.

Arşiv ve etiketler kısmına biraz değineyim.

Yazılarımızı yazarken altına, konuyla ilgili kelimeleri etiket olarak yazıyoruz. Bu etiketler arama motorlarında blogunuzun bulunmasına katkı yapıyor. Etiketlerin sayısı maksimum 200 karakter olmalı, blogger bu sınırı getiriyor. Wordpress için emin değilim sınırlamadan. Ancak etiketler yazınızın altında görünebileceği gibi sidebarda etiketler gadgetinde de gözükecektir. Eğer çok etiket kullanmayı seven biriyseniz, sidebarda tüm etiketlerin görünmesi durumunda upuzun bir blogunuz olabilir bu yüzden.

Ancak blogger sidebarda görüntülemek istediğin etiketleri sınırlandırma hakkı veriyor. Eğer sınırlı görüntüleme seçeneği seçecekseniz, yazı altındaki etiketler muhafaza edilmeli. Çünkü bir ziyaretçi etikete tıklayarak o konuyla ilgili yazılmış diğer yazıları da okumak isteyebilir. E sidebarda hepsini göremiyorsa bunu sağlamanın yolu yazıların altındaki etiketler olacak.

Arşiv gadgeti ise, benim yeni bir blog ile tanıştığımda ilk baktığım gadgettir. Tarih belirttiği için ne zamandan beri yazdığını öğrenirim ve genelde ilk yazıları merak ederim. Arşiv gadgeti yoksa geriye gidip ilk yazıyı bulmak imkansızdır. Bazen bir blogu baştan sona inceleyeceksem, arşivden aylara tıklayarak o ayın tüm yazılarını görüntüler, eskiden yeniye doğru okurum. Benim işimi çok kolaylaştırdığı için, arşiv eklenmemiş bir blog beni çok rahatsız eder, elimi kolumu bağlamışlar gibi hissederim.

Özetleyecek olursam, sidebarlar blogun damarları gibidir. Yazıları hücre olarak düşünürsek, onları birbirine bağlar, ağı kurar. Blogunuza gelmiş bir ziyaretçinin bu ağın içinde kolayca dolaşabilmesi sidebarları doğru kullanmanız ile mümkün olacaktır.

Monday, February 18, 2013

İyi Bir Blog Dersleri: Fotoğraf Editörleri İle Düzenleme

İyi Bir Blog Dersleri: Fotoğraf Editörleri İle Düzenleme

Blogunuza koyacağınız fotoğrafları önceden düzenlemek için bir editöre ihtiyacınız olacak. Bu photoshop gibi daha komplike editörler olabileceği gibi benim özellikle tavsiye ettiğim photoscape (internetten ücretsiz indirilebilir ve Türkçe'dir) gibi basit programlar da olabilir. Bundan başka online editörler de kullanabilirsiniz. Mesela pixlr benim kendi bilgisayarımdan uzakta iken kullandığım bir editör.

Bu yazıda örnekleri photoscape üzerinden anlatacağım. Fakat bu programdaki hemen her özellik tüm editörlerde mevcut. Aşağıdaki resimde Photoscape'in giriş sayfası görülüyor. Bu programda resim düzenleme, kolaj yapma, hareketli resim (gif) yapma özellikleri de mevcut.

Resimlerinizi düzenlemek için düzenleyici kısmına gelip, resminizi açıyorsunuz. Öncelikle bloga koyacağınız fotoğrafların en-boy oranlarının küçültülmesi çok önemli. Yüksek megapikseldeki fotoğraflar gerçekte çok büyüktür ve blogunuzda gereksiz yere kota işgal eder. Bir blog için maksimum 1000px uzunluktaki fotoğraflar yeterlidir. Zaten yazının içine fotoğrafı yerleştirdiğinizde biraz daha küçük gözükecektir.

Yine düzenleyici panelinden otomatik renk-konstrast ayarlarıyla oynayarak fotoğrafların görünümlerini iyileştirebilirsiniz.

En-boy ve görünüm düzenlemelerini yaptıktan sonra, çerçeve seçeneklerinden kenarları yuvarlak, poloroid, gölgeleme gibi onlarca seçenekten birini seçip fotoğrafınıza uygulayabilirsiniz. En son olarak da fotoğrafın üzerine blog adınızı yazmayı unutmayın.

Bloga yüklediğiniz tüm fotolarda aynı çerçeve yapısını ve aynı yazı stilini kullanmanız, blogunuzun daha iyi görünmesine katkı yapar.

Blogunuza koyacağınız fotoğraflarda kolaj özelliğini de kullanabilirsiniz. Mesela ben pasta&kurabiye  tasarımcısı olsaydım yazıya giriş fotoğrafımda pastanın tamamını, sonraki fotoğrafta da ayrıntılarının göründüğü bir kolaj koyardım. Mesela aşağıdaki gibi


Yukarıdaki resmi internetten aldım. Aşağıdaki kolajı ise aynı resmi kullanarak oluşturdum. Kolajda pastanın farklı bölümlerine dikkat çekmek için o kısımları vurguladım. Böylece tasarımınız önce büyük açıdan sonra küçük açılardan sunulmuş olur.
Bu kolojı yine Photoscape programında sayfa bölümünden yapabilirsiniz Ancak burada dikkat edilmesi gereken tek husus, sayfayı oluştururken sağ üstte gözüken otomatik en -boy oranı 412-412 px ayarlıdır. Bu çok ufak bir oran. Bunu yine aynı yerden büyüterek büyük bir kolaj sayfası elde ettikten sonra kolajınızı oluşturmakta fayda var.

Photoscape de birleştirme özelliği, benim çokça kullandığım bir diğer özellik. Bunda da resimlerinizi yanyana ve altalta sıralayarak (mesela şu resim ) kolaj yapabilirsiniz.

İyi Bir Blog Dersleri: Düzgün Fotoğraflar

İyi Bir Blog Dersleri: Düzgün Fotoğraflar

Eğer blogunuz ticari amaçlı bir blog ise kesinlikle görselleriniz çok önem taşıyacaktır. Bunun iki aşaması var.

  1. Koyacağınız fotoğrafların iyi çekilmiş fotoğraf olmaları
  2. Fotoğrafların blog içinde düzgün sunulması.
Birinci kısım, fotoğraf makinenize, sizin çekim becerinize, ışığa vs bağlı. Burada buna değinmeyeceğim. Daha iyi fotoğraf nasıl çekilir diye araştırdığınızda bilgi edinebilirsiniz. 

İkinci kısma gelecek olursak yerli ve yabancı iyi blog diyebileceğim bloglarda da gözlemlediğim ve şahsen iyi bulduğum özellikeri maddeleyeyim.

  • Öncelikle yazınızda bir resim mi birden fazla mı resim olacak. Eğer bir tane olacak ise genelde başlığın hemen altına yazıdan önce konulmasında fayda var. Eğer birden fazla olacak ise konuya giriş mahiyetinde bir resim, ardından biraz yazı ve ondan sonra diğer resimler konabilir. Diğer resimlerin arasında yazı olabilir de olmayabilir de.
  • Blogun tamamında aynı en-boy oranına sahip ve aynı şekilde (aynı tip çerçeveli, üzerindeki yazısı aynı fontlu) fotoğrafların konulması bloga bir bütünlük verecektir. Editör panelinizde resim eklediğinizde size resmin büyüklüğünü soracak. Küçük orta büyük veya çok büyük şeklinde. Bu seçeneği tüm yazılarınızda aynı şekilde seçin. 
  • Yine büyüklükten başka resmin konumu da önemli. Orta sağ sol ayarlarından birini seçip tüm yazılarınızda o ayarı koruyun. Eğer resmin içinde birden fazla resim varsa, kimi sağda kimi ortada vs olmasın. Hepsi aynı konumda seçili olsun.
  • Bazı blog temalarının yazı alanları çok geniş değildir. Yazı yayınlandığında bloga bakınca resimler yazı alanından yan kısımlara taşmış görünebilir. Bu hiç hoş olmayan bir görüntüdür. Bu durumda yazıya koyacağınız resimler yazı alanınızdan büyük olmamalıdır.
  • Yine resimlerinizin yan dönmüş, ters dönmüş olması gibi görüntüler hoş gözükmeyecektir.
Bir sonraki yazıda resimlerinizi bir editör yardımıyla nasıl düzenleyeceğinizi, temel gereksinimleri ve dikkat çekmek için neler yapılabileceğinden bahsedeceğim.

İyi Bir Blog Dersleri: Aynı Fontta ve Büyüklükte Yazılar

İyi Bir Blog Dersleri: Aynı Fontta ve Büyüklükte Yazılar

Bir blogun düzgün görünmesinde ve pek tabi ki kolay okunup takip edilmesinde fontlar çok büyük önem taşıyor. Çoğu kişi fontların bu denli önemli olduğunun farkında değildir zira ilk başta dikkati çeken diğer görsel unsurlardır Ancak bu açıdan kötü örneklere rasladığınızda ne kadar önemli olduğunu farkedersiniz. Mesela açık renk zeminde çok açık renkteki yazılar (düşük konstrast), çok parlak renklerdeki yazılar, sayfanın kimi yerlerinde çok büyük, kimi yerlerinde çok ufak olan düzensiz görünümdeki yazılar gibi..

Aşağıda blogger ve wordpress için yeni bir yazı oluştururken karşımıza çıkan editör görülüyor. Her ikisinde de benzer özellikler var. Bloggerda compose(oluştur)/html sekmeleri wordpresste görsel/metin sekmeleri aynı işlevlere karşılık geliyor. Yani birinde görsel menüleri kullanarak diğerinde de html kodları kullanarak yazabilirsiniz. Görsel kısımda yazı yazıp, resim ekledikten sonra html (metin) kısmına bakarsanız yazdıklarınızı kodlarıyla beraber görürsünüz.

blogger yazı editörü

wordpress yazı editörü

Blogger veya wordpress farketmez, normalde sizin temanızda fontlar önceden ayrlanmıştır. Yazı editörüne girip doğrudan yazmaya başladığınızda ekranda farklı bir font görünse bile yazıyı yayınladığınızda temanızda ayarlanmış olan fontta yazılar çıkar. Bu yüzden editör panelinde yer alan menülerden fontunuzun rengini büyüklüğünü ve şeklini değiştirmeye çalışmayın. Değiştirdiğiniz takdirde bu kodlara yansır ve temanın ayarlı fontu yerine değiştirdiğiniz fontta çıkar. Bunu her yazıda yapmak zahmetlidir ve her yazıda aynı olmayabilir. Böylece blogun tamamında farklı renklerde ve boyutlarda, farklı fontlarda yazılar gözükür.

İkinci dikkat edeceğiniz şey, bir yazıyı bir yerden kopyala yapıştır yaptığınızda nasıl yapmanız gerektiği. Bir web sitesinden ( veya dökümandan) yazıyı kopyaladığınızda, o yazının font biçimi ve büyüklüğü ne ise aynen muhafaza edilir ve siz yayınladığınızda o özellikte çıkar yazılar. Oysa sizin kendi blogunuzun ayarlı fontları tamamen farklı olabilir. Bu durumda yapmanız gereken şey. kopyaladığınız şeyi görsel editöre değil, metin(html) editörüne yapıştırmanız. Buraya yapıştırdığınızda o web sitesine ait font özellikleri kaybolur, kendi web sitenizin özelliklerinde görünür hale gelir.

Editörde belli başlı özellikleri kullanabilirsiniz. Mesela yazı içinde vurgu yapmak istediğiniz yerleri bold(koyu) yapabilir, yazı içinde alt başlık ekleyecekseniz, yazı boyutunu normal, büyük, ... seçebilirsiniz. Hatta renkli başlıklar da kullanabilirsiniz. Ancak renkleri çok aşırı kullanmamakta fayda var. Bu durumda blogunuz çöplük gibi görünebilir. Alıntı veya vurgu yapacağınız yerlerde " işareti ile gösterilen blockquote özelliğini, maddeleme listeleme simgelerini de kullanabilirsiniz.

Yazı yazma ve resim ekleme sırasında bazen iki paragraf arasında veya yazı-resim arasında çok fazla boşluk olabiliyor. Yazının hiç bir yerinde bu boşlukların olması hoş değildir. Boşlukları klavyedeki silme tuşu ile silebilirsiniz ama bazen silerken sorun çıkabiliyor. Bu durumda en sağlıklı boşluk temizleme editörün html(metin) kısmından yapılabilir. Yazınız bittikten sonra bu sekmeye gelerek fazla boşlukları silebilirsiniz. Enter'a bastığımızda oluşan satır boşlukları kodda küçük büyük işareti arasındaki br/ simgesi ile gözükür. Bu simgeden bolca varsa bunları sildiğinizde boşluklar gidecektir.Ancak tabi her paragraf arasında bir tane kalmalı.

Bir diğer öneri ise, benim yazılarımda bolca kullandığım gibi paragraflı yazılar yazmak. Hiç kesinti olmadan upuzun bir yazının okunması ve anlaşılması zordur. Her mevzu değiştiğinde paragraf değiştirmenizde fayda var.